10 Haziran 2018 Pazar

TÜRK MUTFAĞINDA ÇORBANIN YERİ

     TÜRK MUTFAĞINDA ÇORBANIN YERİ :  Çorba kelimesinin dilimize, Farsçadan geçtiği bilinmektedir. Çorbanın Anadolu Kültüründe ve Türklerde folklorik önemi çok büyüktür.
     Çorba, Türkler için vazgeçilmez bir beslenme kültürüdür.
     Ortaçağ da, Orta Asya da yaşayan göçebelerin tahıldan yaptıkları sulu, lâpamsı yiyecekler, Osmanlı döneminde ve günümüzde, Türkiye 'nin her yerinde iştah ile tüketilen, çeşitli çorbalara dönüşmüştür. 
     Türkler Anadolu'ya geçtikten sonra geleneksel beslenme kültürlerinin bir parçası olan, çorba içme alışkanlığını sürdürmüş ve zenginleştirmişlerdir.
     Osmanlı Sofrası' nda, baş yemeklerden olan çorbanın geçmişi çok eskidir. Çorbalar geleneksel bir yiyecektir. Çorbaların besleyici ve ekonomik oluşları, toplumun tüm kesimlerine yayılmasını sağlamıştır. Osmanlı İmparatorluğu' nun her yerinde, halkın en alt kesimlerinden, padişaha kadar herkesin akşam yemeğinde, hatta; sabah kahvaltılarında bile çorba içtiği, kayıtlara geçmiştir. Osmanlı Mutfağı' nda pişen çorbaların malzeme zenginliği ve çeşitliliği oldukça geniştir. 
     Türkler, Osmanlı İmparatorluğu' nun yükseliş dönemlerinde Asya' dan Avrupa' ya ve Kuzey Afrika' ya kadar bir çok bölgede etkili olmuşlardır. Bu bölgelerde daha önceden var olan kültürlerle kaynaşmışlar ve kendilerine özgü kültürlerini oluşturmuşlardır. En zor oluşan ve en zor değişen kültürlerden birisi de beslenme kültürüdür. Bilindiği gibi kültür, her toplumun kendi dışındaki toplumlarla temasa geçmesiyle oluşan ve gelişen bir olgudur.
     Türk beslenme kültürü de köklü bir geçmişe sahip, ender kültürlerden birisidir. 
     Batıda, sadece iştah açıcı olarak tüketilen çorba, bizim kültürümüzde, sofranın temsilcisi ve yöneticisi olan bir yemek türü olarak yerini almıştır. 
     Türklerde çorbalar genellikle, içine katılan malzemelere göre adlandırıldığı gibi, yaşanmış bir olayın, çorbanın hazırlandığı yörenin, beldenin ya da o çorbanın ilk ustasının ismi ile de adlandırılmıştır. 
     Çorbalar çok yaygın, Türk yiyeceklerindendir. Özellikle Tarhana Çorbası, Yoğurtlu Çorba, Un Çorbası, Mercimek ve Pirinç Çorbaları, en çok içilen çorba türleridir. 
     Günümüzde de çorbalar, Türk Mutfağı' nda yüzlerce çeşidi ile yaygın olarak tüketilmektedir. 
     Bazı çorbalar, özel günler olarak nitelendirebileceğimiz dönemlerde muhakkak yapılır ve misafirlere ikram edilir. Düğün Çorbası, Toyga Çorbası, Yayla Çorbası vb. çorbalar, bunlara örnek olarak verilebilir. Hasta ziyaretlerinde, hasta evine çorba götürmek de geleneklerimizdendir. 
     Çorbaları genellikle, bulundukları corafi bölgelerin ürünleri şekillendirmektedir. Bir yörede yetişen bir sebze, yaygın olarak üretilen tarımsal maddeler, ot ya da herhangibir gıda maddesi, öncelikle çorbalarda kendini göstermekte, daha sonra o yöreye aittüm yiyecek çeşitlerini zenginleştirmektedir. Her yörenin kendine has bir yiyecek hazırlama, pişirme ve saklama şekli vardır. Yörelerde tüketilen çorbaların isimleri aynı olmakla birlikte, genellikle hazırlama şekli ve içerisine koyulan malzemelerin çeşitliliği farklılıklar göstermektedir. Bazen de Türk boylarının kullanmış olduğu ( ağız ) lehçe farklılığı sebebiyle ve başka kültürlerin de etkisi ile çorbalarda aynı malzeme ve hazırlanış biçimi kullanılmasına rağmen, bir yörede farklı, başka bir yörede daha farklı isimlerle adlandırılmıştır. 
     Çorbalar, mevsimlere göre de farklılıklar göstermektedir. Türk mutfağı' nda yazları soğuk olarak tüketilen çorba çeşitlerine de rastlanmaktadır. Bununla birlikte, mevsim dönüşüm zamanlarında değişen yiyecek çeşitliliği çorbalara da yansıyarak, bizde de mevsimlik çorba kültürünü geliştirmiştir. Soğuk kış günlerinde sıcak çorbalar içilir. Türk Mutfağı' nda çorba çeşitleri gerçekten çok fazladır. Tıpkı Türk yemekleri gibi, bölge bölge, yöre yöre, incelemek ve araştırmak gerekmektedir. Türk Mutfağı' ndaki bu zenginlik, yemeklerinde, tatlılarında, pilav ve salatalarında olduğu gibi çorbalarında da görülmektedir. 
     Çorba, kapaklı bakır taslarda veya porselen çorbalıklarda sofraya getirilir. Et, tavuk, balık suları, yoğurt, pirinç, bulgur ya da çeşitli sebzeler ve sebze kökleri ile zenginleştirilen çorbalar mideyi, ardından gelecek yemeklerin etkisine hazırlar. Bunun için '' Çorba midenin cilasıdır. '' sözü, çok doğru bir sözdür. 
     Çorba, aile büyüğünün duasıyla veya Besmele ile içilmeye başlanır ve bu önemli yiyeceğin tüketilmesinde her zaman, ince el oyması olarak hazırlanan, şimşirden, fildişinden, gümüşten, mercandan ve sedefden de yararlanılarak hazırlanan ve telkari olarak da yapılan sanat eseri niteliğinde, çorba kaşıkları kullanılırdı.
   
     
                        

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder