 |
| - Kara Çorba - |
MALZEMELER : 2 tane kuru soğan, 3 tane patates, 1 çay bardağı kuru domates, 1 çay bardağı kavurma eti, kıyma veya kuşbaşı et, yarım çay bardağı sıvı yağ, 1 çorba kaşığı salça, 1 çorba kaşığı reyhan, 1 su bardağı kuru nohut, 1 su bardağı kuru fasulye, 2 su bardağı aşurelik buğday ( yarma ), 1 tatlı kaşığı kırmızı pul biber, 1 çay kaşığı karabiber, yeterli miktarda tuz HAZIRLANIŞI : Kuru nohut, kuru fasulye ve buğday bol su ile iyice yıkanarak, akşamdan su içinde ( gazının çıkması için, üzeri açık olarak ) sabaha kadar bekletilir. Ertesi gün, suyu dökülür ve tekrar yıkanarak, büyükçe bir çorba tenceresine koyulur. Üzerine, 15 su bardağı ( 2,5 lt. ) su boşaltılır. Tencerenin kapağı yarım kapatılır. Orta hararetli ateşte, buğdaylar pişinceye kadar kaynatılır. Kaynarken, yüzeyinde biriken köpükler, kevgir ile toplanarak alınıp atılır. Patateslerin kabukları soyulur. Yıkanır ve küçük küçük doğranarak, tencereye ilave edilip, karıştırılır. Tencerenin kapağı kapatılır ve ateş biraz kısılır. Kuru soğanların kabukları soyulur. Yıkandıktan sonra küçük küçük doğranır. Tavada sıvı yağ ısıtılır. Doğranan soğanlar ilave edilir ve orta hararetli ateşte, karıştırılarak pembeleşinceye kadar kavrulur. İçine, salça ilave edilir. 2 dakika karıştırılarak kavurduktan sonra kavurma eti, kıyma veya kuşbaşı et ilave edilir. Kırmızı pul biber ve karabiber, bir miktar tuz ilave edilir. 2-3 dakika daha birlikte kavurduktan sonra ateşten alınır ve pişmekte olan çorbanın üzerine dökülür. Karıştırılır. Domates kuruları, yıkandıktan sonra küçük küçük doğranır ve pişen çorbanın üzerine serpiştirilir. Tencerenin kapağı kapatılır. Pişen çorba, 1-2 dakika dinlendirildikten sonra sofraya götürülerek, sıcak servis yapılır. Afiyet olsun. * BİLGİ : Rivayete göre; Çok eski zamanlarda, kayınvalide bu çorbayı pişirmiş. Bütün aile, hep birlikte bu çorbayı içmişler. Çok beğenmişler. Evin gelini, bu çorbayı o kadar çok beğenmiş ki, tadına bir türlü doyamamış. Sofrayı topladıktan sonra dayanamayıp, çorba tenceresinin koyulduğu erzak odasına gizlice girip, bir tabak, iki tabak, üç tabak..... derken ne kadar çok içtiğinin farkına varamayıp, maalesef oracıkta çatlayarak ölmüş. Sabah olup da aile kalktığında, gelini erzak odasında, çorba tenceresinin yanında, çatlayarak ölmüş vaziyette bulmuşlar. Eskiden, bu çorbanın adına ne denildiği bilinmemekle bereber, bu olaydan sonra bu çorbanın adına '' Gelin Öldüren Çorba '' veya '' Kara Çorba '' denilmiş. * Bu çorbanın, Malatya yöresindeki yöresel adı, '' Kara Şovra ' dır.
 |
| - Kara Çorba - |
 |
| - Kara Çorba - |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder